Wednesday, June 27, 2007

Sene sonu neler oldu neler...

Carsamba gunu yarim gunun sonunda hazirladigim asagidaki vidyoyla seneyi bitirdik ve aksami insanlarla vedalastik.


Nina ve Ravi bu sene tanidigim en normal insanlardi. Nina Japon asilli, Ravi ise Hint. Ikisi de Kanada vatandasi, ve uzun zamandir evliler, ancak ruhlari genc bu arkadaslarin 40inda olduklarina inanmak zor. "Bunlar normal ise digerleri nasillar acaba?", dediginizi duyar gibiyim. Nasil olduklarini giybet olmasin diye anlatamiyorum, ancak kisa bir ozet gecebilirim.

Culya hanim lise mudur yardimcisi oldu. [Vay be Katrine, ne mukemmel bir secim?] Culya seneye anaokulu ogretmeni olarak basladi, en son olarak lisede ingilizce ders dolduruyordu, sonra bir anda mudur yardimcisi olup Michelle'in, benim, ray'in amiri olarak terfi etti. Benim icin hava hos, ama Michelle'e yazik yani. Seney buyuk cingar cikacak gibi gorunuyor.

Katrine seneye yok. Isine son verdiklerini yeni ogrendim.
Belki sebep bu olaylar degil, belki universite baskani daha Michelle'in mektubunu okumamistir bile; ancak sonucta Katrine gidiciydi. Bu kadar hata ustune hata, ancak buraya kadar dayanabildi...

Maryanne zaten Kanada'ya geri donecegini soylemisti. En buyuk sok ise Fransizca ogretmeni Cathy'nin 11 sene sonra ayrilma karari oldu. Ben bu haberi herkesten once okul sekreterinden ogrenmistim. Kendisinin kac kulagi var bilmiyorum, ancak agzi oldukca buyuk.

Cathy Fas'li bir hocayla evli oldugu icin Fas'lilarin kategorisinde maas aliyor. O da bizim maasimizin ucte biri. Buyuk haksizlik tabii.

Karsi komsum Neil Kanada'ya doktoraya gidiyor. Adamdaki azme bakiniz. 40 yasin ustunde [harika bir ascidir kendisi bu arada], bu canayakin alayci [sarcastic] arkadas, bu yastan sonra doktora ogrencisi olup, 1000 dolar maasa ve ogrenci hayatina talim edecek. Bana iyi bir ornek aslinda.

Michelle Fas'a donecek gibi gorunuyor. Halbuki en cok sikayet eden o idi. Acikca "ben seneye yokum" diyordu. Eh, bu sayede bir cok istedigini yaptirdi aslinda Katrine'e. Mesela hicbir sali toplantisina katilmayarak bir rekora imza atti. Katrine acikcasi onunla ugrasmak istemedi. Aslinda o hicbir seyle ugrasmak istemedigi icin tum bunlar oldu.

Gecen haftalarda Dr. Bashir, yani Cathy'nin kocasi, Ankara'da 3 gun Ozay'in misafiri oldu. Ozay'in okulu bir cevre sempozyumu duzenliyordu. Ben de Dr. Bashir'i konusmaci olarak tavsiye ettim. Masraflari TUBITAK karsilamak uzere Dr. Bashir'i davet ettirdik. Ancak sonucta TUBITAK bursu vermedi, ve masraflar adamin cebinden cikti. Ben yerin dibine gormekle kalmadim, ulkemin adinin boyle basarisiz bir ise karistirilmis olmasindan dolayi sinir kupune dondum. Ancak Ozay adami misafirperverligi ve gulen yuzuyle etkilemis olmali ki, Dr. Bashir mutlu olarak geri geldi. Hatta Katrine'e mektup yazip, Ozay'i mutlaka buraya getirmesini istedi. Kisisel olarak ve buradaki gorevim geregi harika bir haber olurdu bu; seneye Fas'ta kalsaydim tabii. Oops, bu konuya daha gelmedik.

Wednesday, June 13, 2007

Ogrencilerimden secmeler

Fen dersi final sinavi oncesi ogrencilerimla bir iki Turkce muzik parcasi dinletmeye karar verdim.


Once Yuksek Sadakat'tan Kafile dinlerken Hamza costu,

Sonra Yassin Celik'in "Oyle bir gecer ki zaman ki" sini duyar duymaz gama gomuldu.


Son olarak Muslum Gurses calacaktim ki, Badr'in tenefuste moraran gozunu gordum, vazcaydim, bu cocuklar Baba'yi sinav oncesi kaldiramaz diye dusundum.

Monday, June 11, 2007

Ente ahmak ya Sidi



Haftasonu biraz kafa dinlemek uzere 7 saat surus uzaklikta favori sehrim Al Jadida'ya dogru yola ciktim. Meknes civarinda otoyolda para odemek icin durdum, parami odedim, ancak onumdeki bariyerin acilmasini beklerken, dikiz aynasindan hizla bir arabanin bana dogru geldigini farkettim. O an biraz arabayi one alip, adama durma imkani vermek icin hafifce gaza bastim, ancak onumde bariyer oldugu icin ancak yarim metre gidebildim ki aniden sarsildim.


20 sn arabanin icinde oylece durdum, o an aklima, simdi isin yoksa kasko'yla ugras, Culya'ya durumu acikla, haftasonu tatilim polislerle ugrasarak gececek diye dusunuyordum. Neyse, kendimi toparlayip, boynumu ogusturarak arabadan ciktim. Bana carpan arabaya bakinca bizim arabanin araksi gozumun onune geldi. kesin gocmustur simdi diye dusunuyordum ki BMW kullandigimi unutmusum.


Ucuz atlatmistim, adama donup, "deli misin?" babinda elimi kafama goturup salladim, Kafami degil, ellerimi. Anladigim kadariyla adamin frenleri bosanmisti, ve duramamisti. "Sadaka, sadaka" deyip basip giderken, Fas'lilarin kulturunde kazadan ucuz kurtulma manasinda sadaka verilip verilmedigini dusunmemistim. Yol boyunca ben o durumda ne yapardim diye vites kuculterek durma provalari yaptim. Tabii panik aninda ne olacagini bilemezsiniz.


Al Jadida muhtesem sakin bir yer, denizin kokusunu ozlemisim. Gece guzel fotograflar cektim ve boylece tripodumu kullanma firsatim oldu.