Ara Tatil bir hafta neredeydim?
Önce Meknes'e gidip arabanın bakımını yaptırdım; yağ falan değiştirdiler ve ben güvenle yola çıktım. Marakesh'e vardığımda 6 saat araba sürmenin yorgunluğu ile arabayı bir park'a bırakıp Hotel Ali'yi aramaya koyuldum. Bu arada sürekli kaybolmaktan ve yolları karıştırmaktan gına geldiğini söylemeliyim. Neyse, bulduk oteli, kitapta 50-60 dirhem denilen otelin en dandik odasına 160 dirhem verdim. Bu rehber kitaplar ciddi şekilde bağımlılık yapıyor, orada yazan herşey kutsalmış gibi başka alternatiflere bakmaya korkuyorsunuz. Çünkü ne olabileceğini bilmiyorsunuz. Ben de bu haldeydim ki bir muzeyi gezerken kitabımı çaldırdım. Kitabımı demem anlış aslında, çünkü Julia'dan ödünç aldığım kitaptı. Kendisi şu an İspanya'da olduğu için iki rehber kitabını da aldım, ancak birini kaybettim. Eh hatırlarsanız, benim LP kitabım zaten Ifrane'da kaybolmuştu. Dolayısıyla yine Julia'nın Rough Guide kitabıyla gezinin geri kalanını idare etmek zorunda kaldım. Dolayısıyla içerisindeki hiç bir bilgiyi sorgulama şansım kalmadığ için RG bir çeşit sorgulanamaz kutsal kitaba dönüştü benim için.
Marakesh'te bir gece kaldım, bizim Eminönü meydanını aratmayan Jemma Fna'da dolaştım. Yılan oynatıcılar, hikaye anlatıcılar, çevrelerinde bir çember etrafında 30-40 kişilik kalabalıklar, ve akşam olunca birden ortaya çıkan yemek sofraları. Bunların hiçbiri turistler için değil, adamlar bundan para kazanıyor. Buraya çöl'de deveye binmek için gelmiştim ancak iyi bir gezinin en az 6 gün süreceğimi söylediler, ve ben bunu başka bir zamana bıraktım. Müzede iki Türk'le karşılaştığımı sanıyorum, çünkü benden fotoğraflarını çekmemi istediklerinde İngilizce konuştuk, eh ben de tam emin olamadım, sonradan da foto çekmekle meşgul olunca konuşmadan ayrıldım oradan. Olası bir konuşma şu şekilde gerçekleşebilirdi.
-Aaa, sen Türk müsün?
- (Allah'a şükür, elhamdülillah nasıl bir cevap olurdu diye düşünerek, sadece) evet.
- (arkadaşına dönerek) Ne ilginç değil mi? Dünyanın bir ucunda bir başka Türk'le karşılaştık.
- (Eh şimdi de aklıma Acun Firar'da geliyor) Yaa, öyle. dünya küçük.
- Ee, nasıl buldun Fas'ı?
- Ben burada yaşıyorum. (çok yanlış, çoook)
Bundan sonramuhabbet benim burada öğretmen olmamla devam edecek, Amerikan okulu'nda nasıl iş bulduğum kafaları karıştıracak, manyaklığım ortaya çıkacak, bu turist kafalılar neden buralara geldiğimi anlamayan garip ifadelerle beni sıkcaklar da sıkacaklar...
En iyisi hiç konuşmamak, sizce de doğru karar değil mi?
Her neyse, sonra casa'ya dönüp, Siham'la öğle yemeği yedik, veee arabanın camı düştü. Eh, hemen bir tamirci aradık, bulduk, ve ben aynı gün Tanja'ya doğru gitme niyetiyle otobanı aramaya başladım. Tabii ki vazcayarak, kendimi daha da güneyde Al jadida'da buldum. Bu sefer güzel bir otel'de kalmak istiyordum, ve Accor'da iki gece kaldım, sakin deniz havası ve taze balık ziyafeti iyi geldi. Eh, ve sıcak duş. Bir önceki gün casa'da soğuk suyla kafamı yıkadıktan sonra, 24 saat sıcak suya erişmek bana 850 dirhem'e mal oldu. SOnra da Ifrane'a geri döndüm. Hediye bulamadım, inşallah bir kez daha casa'ya giderken yolda alacağım, hala promosyonu bekliyorum. Şu an 400€'ya yakın fiyatlar istanbul'a. 150€ dediler oluyor kurban öncesi, hala bekliyorum.
4 comments:
öncelikle iyi bayramlar ve mutlu yillar.
fas'ta bir inşaat firmasında makina mühendisi olarak çalışmaya gelecegim bana neler onerirsiniz.
smerth@hotmail.com
Email'inize bakin, bir seyler yazdim, baska varsa sorunuz cevaplarim.
Sencer
merhaba sencer abi
hani size mail yollamıştım(feyza).birşey öğrenmek istiyorum..dün acentaların fas turu fiyatlarına baktığımda gerçekten abartılı -700,850 euro civarında rakamlarla karşılaştım.gerçekten o kadar pahalı mı oteller?
ii bayramlar ve mutlu seneler
I love the song...
Post a Comment